ÇİN 759 DOĞU TÜRKİSTANLI MÜSLÜMANI DAHA ŞEHİT
ETMEK ÜZERE GÖZ ALTINA ALDI.
BU MASUM İNSANLARI YARGILAMADAN, SAVUNMA HAKKI
TANIMADAN, ULUSLARARASI KANUNLARA AYKIRI BİR ŞEKİLDE
İDAM
ETMEYE HAZIRLANAN ÇİN’İN DURDURULMASI İÇİN BİRLEŞMİŞ MİLLETLER
ACİLEN TOPLANMALIDIR.
Çin’in Doğu Türkistan’da yaklaşık 60 yıldır uyguladığı baskı ve zulüm tüm
şiddetiyle devam etmektedir. Geçtiğimiz 60 yıl içinde 35 milyon Uygur
Müslümanının soykırıma maruz kaldığı Doğu Türkistan’da, geçtiğimiz ay
içerisinde796 MÜSLÜMAN İDAM EDİLEREK ŞEHİT EDİLMİŞ, BİR GECEDE
10 BİN MÜSLÜMAN ORTADAN KAYBOLMUŞ, 100 BİN UYGURLU
KIZKARDEŞİMİZ EVLERİNDEN ZORLA ALINIP GÖTÜRÜLMÜŞTÜR.
Bu kızkardeşlerimiz ölüm tehdidiyle gayri meşru ilişkiye zorlanmaktadır.
Bir gecede ortadan kaybolan 10 bin Müslümanın akıbeti ise halen
bilinmemektedir. Bu masum insanların şehit edilmiş olma ihtimalleri
çok yüksektir. Çin 10 bin Uygurlu Müslümanın ve 100 bin Uygurlu
kızkardeşimizin nerede olduklarını açıklamak zorundadır.
Çin'in kan dökmeye artık son vermesi vakti gelmiştir. Şiddet ve baskı
uygulayarak, insanları acımasızca ezerek, sürekli kan dökerek yaşamak
Çin'e yakışmamaktadır. DÜNYA TARİHİNİN BU EN BÜYÜK
SOYKIRIMININ DURDURULMASI VE DÜNYADAKİ HER TÜRLÜ
ZULMÜN DURMASI İÇİN TÜRK İSLAM BİRLİĞİ’NİN EN KISA
ZAMANDA KURULMASI ŞARTTIR. Dünya devletlerinin bu zulme
karşı birleşmesi, uluslararası hukukun hemen uygulanması gerekir.
Doğu Türkistan'ı, Filistin'i, Irak'ı, Afganistan'ı, Kırım'ı, Kerkük'ü,
Moro'yu kurtaracak tek çözüm Türk İslam Birliği'dir. Artık daha fazla
Müslüman kanı akmaması, İslam ülkelerindeki fakirliğin ve yokluğun
son bulması, Türk İslam coğrafyasındaki kargaşa, anarşi ve terörün
tam anlamıyla ortadan kalkması, huzurlu, güvenli, müreffeh, aydınlık
bir medeniyet inşa edilmesi için Türk İslam Birliği'nin kurulması şarttır.
Birlik olmayan İslam aleminin, zarar gören Müslümanları koruması ve
kollaması mümkün olamaz. Ama 1 milyarı aşkın nüfusuyla İslam
alemi birlik olduğunda, dünyanın herhangi bir köşesinde tek bir
Müslümanın parmağının ucu dahi zarar görmez. Bugün Doğu Türkistan'da
yaşanan zulüm karşısında sadece Türkiye'de tepki gösterilmektedir.
Türk İslam Birliği kurulsa ve bu geniş coğrafyanın tamamında Çin
zulmüne tepki gösterilse, böyle bir zulüm devam edemez.
Türk İslam Birliği'nin varlığı hem Çin'in tüm endişelerini ve korkularını
ortadan kaldıracak, hem de hiçbir Müslümanın en küçük bir haksızlığa
ve zarara uğramayacağı bir ortam oluşturacaktır. Çin'in müreffeh olmasının;
ezilmeden, dışlanmadan varlığı devam ettirmesinin; ekonomisinin
sarsılmamasının; sanayisi için gerekli enerji kaynaklarına güvenilir
yollarla ulaşabilmesinin; saygı duyulan bir devlet olmasının yolu baskıcı,
yıldırıcı, şiddete dayalı bir politika izlemesi değildir. Bunu yolu Türk İslam
Birliği'nin kurulmasıdır.
Türk İslam Birliği hem Doğu Türkistan'da yaşayan Müslümanların haklarını
en güzel şekilde koruyacak, hem Çinlilerin ve Uygur Türklerinin birarada
kardeşce, huzur içinde yaşayabilecekleri bir güven ortamı meydana
getirecek, hem de Çin'in gelişmesine ve güçlenmesine katkıda bulunacaktır.
Kalben Türk-İslam Birliği'ne bağlı bir Doğu Türkistan'ın Çin'e karşı
düşmanca bir tutum sergilemeyeceği, başkaldırmayacağı, Çin'in süper
bir güç haline gelmesi için dostane katkıda bulunacağı açıktır, bu gerçeği
Çin yönetimi de görmelidir.
İslam ahlakının özünde birlik vardır. Allah Kuran'da "... Eğer siz bunu
yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde
bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur." (Enfal Suresi, 73)
ayetiyle yeryüzünde bozgunculuğun son bulması için iman edenlerin
birbirleriyle dost
olmaları, ittifak etmeleri, birlik ve beraberlik içinde olmaları gerektiğini bildirimiştir. Tüm Müslümanlar bu emre uymakla sorumludur. Türk İslam dünyasının bu birliği istemesi lazımdır. Birlik istemeyen ayrılık istiyor
demektir ve ayrılığın Türk İslam dünyasına hiçbir faydası yoktur.
Müslümanların gücü, kuvveti ve menfaati birliktedir.
Türk-İslam dünyasının bir olması vakti gelmiştir. Dini, dili, gelenekleri,
inançları bir olan Türk İslam aleminin birleşmesi tüm Müslümanlar için
aciliyetli bir sorumluluktur. İslam ve Türk dünyası bu birliğin oluşmasını
büyük bir heyecan ve şevkle beklemektedir. Bu konuda bir gecikme olmamalı,
gereken adımlar bir an önce atılmalıdır.
05 Ağustos 2009
|